Fuzuli, “İlimsiz şiir, harcı ve hesabı olmayan duvar gibidir” demişti. Her şeyde öyle değil midir? Evet, zira vasatı yakalayan, orta yolu bulan sözde de, işte de, davranışta da en güzel olanı ortaya koyan olmuştur hep.
Az mıdır böyle şairimiz? Elbette hayır!
Biz buraya kırk şairimizi ve birer şiirini aldık. Geçmişten günümüze söz söyleyip, söyledikleri o sözlerle hala kalbimizi titreten, gönlümüzü okşayan, aklımıza değer katan o sözleri ve ustalarını bir kez de bu vesile ile bir araya getirdik.
Hem geçmişimizden gelen hem de günümüzden şiirleri Osmanlı Türkçesi ile de yazıp istifadenize sunduk. Kelime bilgisi ile destekledik. Bu suretle hem kırk esaslı sözü gözden kalbe indirelim, hem Osmanlı Türkçesi pratiğimizi artıralım, hem de kelime hazinemizi zenginleştirerek tarihle olan bağımızı kuvvetlendirelim istedik.
Ümidimiz o ki, geleceği inşa edecek gençlerimiz başta olarak her birimiz için, hayatı, kuşatıcı bir nazar ve birikimle yaşar hale getirelim. Dar kalıplarımızdan çıkıp, ayağımız esasta sabit kalırken hayalimiz, heyecanımız ufukları dolaşabilir hale gelsin.
Çalışmanın başlaması ve bu hale gelmesinde katkı sağlayan İbrahim Karaboğa’ya, tashihinde ciddi emeği olan Mücahid Çiçeksoy ve ekibine, kelimelerin hazırlanmasında yardımcı olan İbrahim Sarıtaş’a teşekkür ederim.
Bu vadide nice güzel çalışmaların vücud bulması en büyük temennimizdir.
Gayret bizden tevfik Allah’tan.
