Cin, Şeytan, Büyü ve Nazardan Korunma

  • Barkod: 6242005757877
  • Kategori: Havas Kitapları
  • Stok: Stokta yok
  • Fiyat
  • 40,00 TL
Ürün stokta bulunmamaktadır.
Hızlı Gönderi
Güvenli Alışveriş
İade ve Değişim

CİN, ŞEYTAN, BÜYÜ VE NAZARDAN KORUNMA

"Rabbimiz! Hesabın görüleceği gün beni, anamı babamı ve mü'minleri bağışla."(İbrahim: 41)
"Rabbim! Beni, anamı, babamı, inanarak evime gireni, inanan erkek ve kadınlan bağışla; zalimlerin de sadece helâkini artır (onlann köklerini kurut)."(Nuh: 28)
DÜŞMANINI TANI - İBLİSİN KİMLİĞİ
Bunlar, azılı düşmanın İblis hakkındaki bilgilerdir.
Adı: İblis
Memleketi: Gafillerin kalpleri.
Akrabaları: Tagutlar (şeytanlar)
Devamlı oturduğu yer: Cehennem. Orası ne kötü dönüş yeridir.
Derecesi: Birinci derece fâsık
Dolaştığı yerler: Allah'ın adının anılmadığı yerler
Gidiş yolu: Eğrilik
Sermayesi: Arzular
Meclisi: Çarşı ve pazarlar
Yolculuktaki düşmanlan: Müslümanlar
Rehberi: Serap
Çalışma parolası: "Nifak (iki yüzlülük) ahlâkın efendisidir."
Çalışma kıyafeti: Bukalemun gibi, bütün renkler. Her yer için ayrı bir rengi vardır.
Dünyadaki eşi: Giyinik ama çıplak olanlar.
Kimi sevdiği: Allah'ızikretmekten habersiz olanları sever.
Onu rahatsız eden şey: İstiğfar
Yazısı: Dövme yapmak
Evi: Tuvalet ve banyo
Özelliği: Menfaatine göre gidip gelen
Ortaya çıkış tarihi: Âdem'e secdeyi reddettiği gün.
Arkadaşları: Münafıklar
Rızkının kaynağı: Haram mal
Ameliyathanesi: Pis yerler ve günah işlenen yerler.
Hizmetleri: Kötülüğü emretmek ve ona teşvik etmek Emirleri: Kötü söz ve işleri emreder.
Dini: Küfür (kâfirlik)
Görevi: Kendilerine gazap edilen ve sapıkların genel müdürü
Hizmet süresi: Kıyamete kadar Yolculuk yaptığı yer: Cehennem yolu.
Ticaretteki kârı: Hebaen mensura (savrulmuş toz gibi bütün ticareti boşunadır)
Yolculuk arkadaşları: Cin ve insanların şeytanları İş arkadaşı: Hak karşısında susan Binitinin türü: Yalan
Ücreti: Onun ve taraftarlarına verilecek olan günahtır.
Bağlantı cihazı: Gıybet, koğuculuk ve tecessüs (gizli şeyleri araştırmak)
Tercih ettiği yemek: Ölülerin eti olan gıybet.
Kimden korktuğu: Müttaki müminden.
Kimlerden hoşlanmadığı: Allah'ı çok zikredenlerden hoşlanmaz.
Savunması: Şeytanın tuzağı zayıftır.
Tuzakları: Kadınlar.
Hobisi (özel merakı): Sapıklık.
İdeali: Bütün insanları küfre sevketmek.
Sonu: Bilinen vakitteki gün (kıyamet)
En sevdiği iş: Homoseksüellik ve sevicilik.
Taraftarlarına verdiği parola: Büyükleııenlerin sözü olan "Ben"
Onu coşturup neşelendirenler: Sanatkârlar.
Vaadleri: Size fakirliği vaadeder.
Onu ağlatan: Çok secde yapılması.
TAKRİZ (ÖVGÜ)
Allah Ta'ala'ya hamd, insanlara ve cinlere gönderilmiş, Peygamberi Muhammed'e temiz âline (ailesine) ve bütün saha- bilerine salât ve selamdan sonra...
Mescid-i Nebî’de, üstad Vahîd Abdusselâm Bâlî, "Vikayetu'l-lnsan min el-Cinni ve'ş-Şeytan" adlı kitabını bana verdi ve onu okuyup hakkındaki görüşlerimi belirtmemi istedi. İşlerim yoğun ve zihnim meşgul olmasına rağmen, onun bu isteğini kabul ettim. Kitabı, başından sonuna kadar okudum. Onda, aklî ve naklî hatalar bulunmadığını, sahasında da yararlı ve yeterli olduğunu gördüm. Bu kitapla, eskiden ve şimdi cinnin insana hulûl ettiğini (içine girdiğini) onun diliyle konuştuğunu, kendinin aslını ve gayesini açıkladığını reddeden, kaybolmaya yüz tutmuş küçük bir topluluğun yanlış görüşleri çürütüldü.
Zayıf ve batıl olanı değil, kaynaklarına ve tahriç edenlerine nisbet ederek tahriçleriyle birlikte, hadislerin sahih ve hasen olanlarını getirme şeklinde ortaya çıkan selef adeti hem kitabı hem yazarı mükemmelleştirdi. Böylece, okuyucu ve yararlanmak isteyen araştırmacıları da rahatlattı. Allah ona, iyilere verdiğini versin.
Her ne kadar, kitabı okutan adıdır, deniliyorsa da, üstad Vahîd'in kitabı, o tür bir kitapta pek az biraraya gelen, iki büyük yararı sağlamıştır.
I.Cinnin varlığı, görüntüleri, hareket ve davranışları, hayır ve şer, fayda ve zarar şeklinde hayata etkileri konusundaki gerçek inancı anlatması.
II.Cin ve şeytan çarpmasını tedavi etmek için, taavvüz ve rukyeleri (Allah'a sığınmak için okunan duaları) açıklaması.
Kitap, hastalıkla ilacı bir arada açıklamıştır, işte bu, kitabı, okuyan ve anlayanlar arasında, her erkek ve kadın mü'minin arzu ettiği şey haline getiren özelliktir.
Son olarak da şunu söylüyorum: Allah'ım! yazdıklarıyla kitabın yazarını yararlı kıl. Bu kitaptaki gerçeği arayıp onu tanıyan ve ona uyan kimseye de yarar sağla. Allah, Peygamberimiz Muhammed'e, aline ve ashabına salat ve selam etsin.
Ebu Bekr Cabir el-Cezâirî Mescid-i Nebî'de Müderris (Hoca) Hicrî HV1/1409

 

CİN, ŞEYTAN, BÜYÜ VE NAZARDAN KORUNMA

 

İKİNCİ BASKININ ÖNSÖZÜ
Hamd, Allah'a, selâm, seçtiği kullarına olsun.
Bu kitap ortaya çıkıp kısa sürede beklenmeyen bir şöhret kazandıktan sonra, kimisi övmek, kimisi açıklama istemek, kimisi de tavsiyede bulunmak üzere birçok müslüman genç ve davetçi benimle irtibat kurdu. Allah onlardan razı olsun. Ancak ben, insanların eserlerinin özellikle benim gibi, bilgisi az olanlarınkinin hatasız ve kusursuz olmayacağını bildiğim için, kitabın çok övülmesiyle yetinmeyip onu, bazı faziletli alimlere sundum. Her biri, görüşünü belirtti. Birçok mesele hakkında, tavsiyelerini aldım. Sonunda, kitabı, muhterem şeyhimiz Ebu Bekr el-Cezairî'ye takdim ettim. Allah onu muhafaza buyursun. Geniş ilmi, ileri görüşü ve Allah'a davetteki engin tecrübesiyle kitabı inceleyerek bizi ilminden yararlandırdı ve gerekeni yaptı. Allah ondan razı olsun.
Burada, önemli iki şeye dikkat çekmek gerekiyor:
I.Gençlerden birisi bana; Herhangi bir insan cin çarpmış birisini tedavi edebilir mi? diye sordu.
Ben de: Evet, inşaallah ikinci bölümde belirtilecek tedavi edici özelliklere sahip olman, altıncı bölümde belirtilecek, koruyucularla korunman, ikinci bölümden nasıl bir tedaviden geçeceğini anlaman ve samimi bir niyetle tedaviye başlaman gerekir, dedim.
II.Belki birisi şöyle diyebilir: Tedavi konusunda söylediğin bazı sûre ve ayetlerle Rasûlüllah'ın (s.a.v.) ve ashabından birisinin tedavide bulunduğu sabit değildir. Ben de şöyle derim:    İnsanın, Kur'an'm tamamıyla tedavi olması mümkündür.
İşte bunun delilleri:
1. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"Biz, Kur'an'dan mü'minlere şifa ve rahmet olan şeyler indiriyoruz." (1)
Bazı alimler, kastedilen manevi şifadır, demişlerdir. Bazıları da, şifa; geneldir, manevidir ve hissidir. Kur'an'da, hem ruhların, hem de bedenlerin şifası vardır, demişlerdir.
2. Hz. Aişe'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.), bir kadını tedavi etmeğe çalışırken ve ona rukye yaparken (dua okurken) onun (Hz. Aişe'nin) yanına girmiş ve ona şöyle demişti: "Onu (hasta kadını) Allah’ın kitabıyla tedavi et." Peygamber (s.a.v.) umumi konuşmuş, özellikle belirli bazı ayet veya sureleri söylememiştir.
3. Buharî'de geçen rukye hadisinde, Ebu Said el-Hudrî (r.a.), Rasûlüllah’ın (s.a.v.) birisine Fatihayı okuduğunu rivayet etmiştir. Hadisin sonunda, Peygamberin (s.a.v.) ona: "Bunun rukye olduğunu nerden biliyorsun?" demiştir.
Ben de şöyle diyorum: Bu hadiste, yüce sahabinin, Peygamber (s.a.v.) Fatiha ile rukye yaptı mı? Yoksa yapmadı mı? diye düşünmek için beklemediğine açık bir delil vardır.
4. Kur'an'la veya Allah'ın isim ve sıfatlarıyla, dua ve başka şeylerle rukye yapmak, şirk ihtiva etmedikçe caizdir.
Müslim'in Sahih'inde şöyle bir hadis vardır: Bazı kimseler:
- Allah'ın Rasûlü! Biz, cahiliye döneminde rukye yapardık, dediler. Peygamber (s.a.v.) de:
"Bana rukyelerinizi gösterin. İçinde şirk olmadıkça, rukyede bir sakınca yoktur."
İşte bu, caiz olan rukyeyle haram olanı ayırdetmek için, Hz. Peygamber'in koyduğu meşru ölçüdür.
Bu baskı, kırk sayfaya varan birçok ilaveyle öncekinden farklıdır. Bu ilavelerin en önemlisi, ikinci bölümdeki, altıncı ve yedinci örneklerdir. Altıncı sana, kafir (şeytan) cine nasıl davranacağını öğretecek, yedinci ise, özellikle papazlarından birisiyse, hıristiyan cinne nasıl davranacağını öğretecek.
Son olarak, bu baskının yapılmasında bana yardımcı olan herkese teşekkür ederim. Özellikle daha, görmeden sevdiğim ve konuşmasını duymadan kitaplarının öğrencisi olduğum büyük şeyhimiz Ebu Bekr el-Cezairî’ye teşekkürlerimi arzediyorum.
Yüce Allah'tan, bu kitabı, yazarına okuyucusuna ve yayınlayanına yararlı kılmasını dilerim. O, çok iyi duyan ve cevap verendir (kabul edendir). Allah, Peygamberimiz Muhammed'e (s.a.v.), âline ve bütün ashabına salât etsin.
VahîdBâlî

TESLİMAT
 
Değerli okurlarımız tedarik usulüyle çalışmaktayız. Stoklarda bulunmayan eserler için tedarik süremiz en geç 3 iş günüdür.

Büyük oranda sipariş verdiğiniz gün saat 13:00 ve öncesi ise siparişiniz aynı gün kargoya verilir.Ve ertesi gün teslim edilir.

Eğer siparişinizi saat 13:00`den sonra verdiyseniz ürününüzün stoklarda olması durumunda ertesi gün kargolama yapılmaktadır.

El emeği ve kişiye özel eserlerde gönderim süresi değişebilmektedir. Siparişinizin yoğunluğuna ve sıraya göre 3-5 iş gününü bulabilmektedir. 

---

Yurt Dışında ki okurlarımızın dikkatine;

Yurt dışından yapılan alışverişlerde sitemizde ki yurt içi kargo ücretleri, teslim süre ve şartları geçerli değildir. Yurt dışı kargo ücretleri siparişinizden sonra ayrıca tahsil edilir.
Yurt dışına, özellikle Avrupa Ülkelerine vermiş olduğunuz siparişlerinizi anlaşmalı kargo firmalarımız ile, en kısa sürede ve en uygun fiyatlarla göndermekteyiz.Yurt dışı siparişlerde kargo bedeli müşteriye aittir. Bu bedeli dilerseniz western unionla dilerseniz kredi kartı yahut swift yoluyla ödeyebilirsiniz.

Yurt dışı siparişlerde kapıda ödeme yapılmamaktadır.

Siparişleriniz ORTALAMA 3-10 İŞ GÜNÜ İÇERİSİNDE tarafınıza teslim edilmektedir. Yurtdışına safran mürekkebi, çörek otu kapsülü gibi sıvı/gıda içerikli ürünler gönderilememektedir. Gümrük mevzuatı gereği bize geri dönmektedir.




 
Yükleniyor...