Lalegül Dergisi Ocak 2024 - Sayı 131
Editörden
Koskoca bir seneyi daha maalesef zulümle, gözyaşıyla, mazlumların acı feryatlarıyla geride bıraktık. İnsan hakları teranelerinin ayyuka çıktığı, hayvan haklarının olur olmaz her platformda dillendirildiği günümüzde, medeni(!) dünyanın gözü önünde Siyonistler Gazze’deki masum halkın üzerine ölüm yağdırdılar. Çocuk-kadın demeden, masum-sivil ayırmadan binlerce Filistinliyi katlederek korkunç bir soykırıma imza attılar.
Rahmet mevsimi olan üç ayların manevi iklimine girmeyi tüm Müslümanlar olarak heyecanla beklerken, maalesef Filistin’deki kan ve gözyaşı akmaya devam ediyor. Baskı ve zulüm sona ermiş değil. Cahiliye döneminde Ebu Cehillerin, Umeyye bin Haleflerin bile kan dökmediği Receb-i şerif Ayı’na doğru hızla yaklaşırken, Siyonistler ve onun zalim destekçileri zulümlerine devam ediyorlar. Şunu iyi bilelim ki, orada yaşanan insanlık dramı sadece Filistin halkının dramı değil, alev alev yanan, yıkılıp dökülen ve harabeye çevrilen sadece Gazze değil aynı zamanda insanlığın onuru, haysiyeti ve izzetidir.
Allahu Teala, başta Filistin olmak üzere tüm İslam vatanlarında emniyet ve huzurun hakim olduğu günlerin en kısa zamanda gelmesini, heyecanla beklediğimiz Receb Ayı hürmetine nasip eylesin!
Kıymetli Lâlegül Dergisi Okurları;
Üç Ayların müjdecisi olan, birçok fazilet ve bereketleri içinde barındıran Receb-i şerif Ayı’na giriyoruz. 11 Ocak Perşembe’yi 12 Ocak Cuma Günü’ne bağlayan gece Reğâib Gecesi’ni idrak edeceğiz. O gece aynı zamanda Receb Ayı’nın da ilk gecesidir. Ne güzel bir tevafuktur ki, o gece; hem Receb Ayı’nın ilk gecesi, hem Reğâib Gecesi, hem de Cuma Gecesi gibi birbirinden kıymetli üç geceyi cem’ etmektedir. Tabiri câizse bir taşla üç kuş vurmak isteyenler için çok büyük bir manevi fırsattır o gece...
Hayır ve bereketlerin adeta yağmur gibi yağdığı ve duaların red olunmadığı o mübarek gece hakkında pek çok hadisi şerifler varid olmuştur. Nitekim Ebu Said (Radıyallahü anh) şöyle anlatmıştır:
“Receb-i şerif Ayı’nın ilk günü Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in huzuruna girdiğimde, bana şöyle buyurdu:
- Ey Ebu Said! Bu, hayrı ne kadar çok ve bereketi ne kadar büyük bir gündür!
Ben sordum: “Ey Allahın Nebisi Bu hayır ve bereket nedir?” Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular:
- Cibrîl Bana haber verdi ki, Receb Ayı’nın ilk gecesi olduğunda Allahu Teala bir meleğe (şöyle) seslenmesini emreder: ‘Dikkat edin! Muhakkak tevbe ayı başlamıştır. Bu mübarek ayda Allahu Teala’dan af dileyenlere müjdeler olsun!”
O gece “Reğâib Gecesi”ni de idrak edeceğiz. Allah-u Teâlâ, Habibinin hürmetine mü’min kullarına rahmetini, lütuf ve inâyetini bol bol ihsan edeceği için melekler bu geceye “Reğâib” ismini vermişlerdir. İşte o mübarek gecenin faziletinden, bereketinden ve manevî ikramlarından mahrum kalmayalım ve gafil olmayalım diye Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Sakın ola Receb Ayı’nın ilk Cuma Gecesi’nden gâfil olmayın. Çünkü o, meleklerin kendisine ‘Reğâib’ ismini verdikleri gecedir. O gecenin üçte biri geçtiği zaman göklerde ve yerde hiçbir melek kalmaz, hemen hepsi Kâ’be ve civarında toplanırlar. Allah-u Teâlâ onların hallerine muttali olur ve şöyle buyurur:
- Ey meleklerim! Ne dileğiniz varsa Benden isteyin! Bunun üzerine melekler de:
- Ey Rabbimiz! Senden dileğimiz Receb Ayı’nda oruç tutanları bağışlamandır, diye niyaz ederler. Onların bu dileği üzerine Allah-u Teâlâ şöyle buyurur:
- Muhakkak Ben bunu yaptım (Recep Ayı’nda oruç tutanları mağfiret ettim)
(Abdülkâdir-i Geylânî, el-Ğunye:1/331, Safûrî, Nüzhetü’l mecâlis, 1/444; Zebîdî İthâfü’s-Sâde 1/141)
Şimdiden hepinizin hem Receb Ayı’nızı hem de Reğaib Gece’nizi tebrik eder, affımıza ve mağfiretimize vesile kılmasını yüce Rabbimden niyaz ederim...
“Allahım! Receb ve Şaban Ayı’nı bize mübârek kıl ve bizi Ramazan Ayı’na ulaştır.”
Fi emanillah!
