Risale-i Nur'un Konularına Giriş (İdris Tüzün)

Ürün stokta bulunmamaktadır.
Hızlı Gönderi
Güvenli Alışveriş
İade ve Değişim
TEKNİK BİLGİLER
YAZAR
İDRİS TÜZÜN
STOK KODU
04 01 01 08
KISA KODU
SB0008
BARKOD
9786058762510
KAĞIT CİNSİ
KÜLTÜREL KİTAPLAR
KOLİ ADEDİ
44
AĞIRLIK
0,281
EN / BOY
14 X 19

ÖZELLİKLER
  • Sayfa Sayısı: 358
  • Cilt: 1. sınıf sert karton kapak

ARKA KAPAK YAZISI

Elinizdeki kitap, Risale-i Nur konularını genel hatlarıyla öğrenmek isteyenleriçin önemli bir başvuru kitabıdır.

Kitap dört kısımdan oluşmaktadır:

Birinci kısımda; Risâle-i Nûr faaliyetinin bütün dünyadaki İslâmî faaliyetlerle ortak ve farklı yönleri, Risâle-i Nûr’un tefsir yönü ve kelamdatecdid oluşu,

İkinci kısımda; Üstad Bediüzzaman’ın Kur’ân’ın temel dört esası dedi-ği ve risalelerde de çoklukla üzerinde durduğu “Tevhid, Risalet, Haşir,Adalet ve İbadet” konuları,

Üçüncü kısımda; Kur’ân’ın mucize oluşu, hadislere yönelik itirazlarakarşı hadislerin müdafaası, içtihad tartışmaları, tasavvuf, nefis terbiyesi,bu zamanın cemaat zamanı oluşu, Üstadın Medresetü'z-Zehra Üniversitesi projesi, bilimin İslâmileştirilmesi ve İslâm birliği,

Dördüncü kısımda; toplumdaki Şia, Vehhabilik, milliyetçilik, felsefe,ateizm, Batı medeniyeti ve ehl-i kitap gibi sosyal gurupların tahlili konularıüzerinde durululmuştur.

Kitap, risaleleri -bilhassa ilk defa- okuyacaklar için rehber niteliğindedir.

ÖNSÖZ

“Risâle-i Nûr’un Mahiyeti ve İstifade Yolları” adlı kitabımızdaÜstad Bediüzzaman’ın kısa hayatı ve kişiliği, Risâle-i Nûr’un kelam,tefsir, müceddid ve -tasavvuf gibi- insanı hakikate ulaştıranbir meslek oluşu, ele aldığı konular, (muhtevası) ve ona talebeolmanın şartları üzerinde durmuştuk. Bu kitabımızda, birincikitabın hacmini artırmamak için ele alamadığımız bazı konularüzerinde duruyoruz. Yine önceki kitabımızda Risâle-i Nûr’unkonularını ele alırken fihrist niteliğindeki konular üzerinde durmuş,açıklamalara girememiştik. Burada bu konuları genişçe elealarak, külliyatın genel bir tanıtımını yapacagız.

Kitabımızı dört kısma ayırdık.

Birinci kısımda; Risâle-i Nûr faaliyetinin bütün dünyadakiİslâmî faaliyetlerle ortak ve farklı yönleri, Risâle-i Nûr’un tefsiryönü ve kelamda tecdid oluşu üzerinde durduk. Bu bölüm, önceki kitabımızdaki tefsir, kelam, tecdid kısımlarının tetimmesikabilindendir.

İkinci kısımda; Üstad Bediüzzaman’ın Kur’ân’ın temel dört esasıdediği ve risalelerde de çoklukla üzerinde durduğu “Tevhid,Risalet, Haşir, Adalet ve İbadet” konuları üzerinde durduk.

Üçüncü kısımda; Kur’ân’ın mucize oluşu, hadislere yönelik itirazlara karşı hadislerin müdafaası, içtihad tartışmaları,tasavvuf, nefis terbiyesi, bu zamanın cemaat zamanı oluşu,Üstadın Medresetü’z-Zehrâ Üniversitesi projesi, biliminİslâmileştirilmesi ve İslâm birliği üzerinde durduk.

Dördüncü kısımda; toplumdaki sosyal gurupların tahlili üzerindedurduk. Burada Şia, Vehhabilik, milliyetçilik, felsefe, ateizm,Batı medeniyeti ve ehl-i kitap konularını ele aldık.

Kitabımızın sahasında ilk ve tek olduğuna, risaleleri bilhassa ilkdefa okuyanlar için rehber niteliğinde olacağına inanıyoruz.

***

Konuyu bitirmeden önce “Risâle-i Nûr’un anlaşılmazlığı” konusundaki şikâyet üzerinde de durmalıyız.

Risâle-i Nûr, anlaşılmaz bir kitap değildir. Zira yazıldığı gündenbugüne gelinceye kadar risaleler halkın büyük beğenisine mazharolmuştur. Hatta risaleler, bugün günümüz toplum hayatınaen çok tesir eden kitap olma özelliğine sahiptir. (Entelektüelkesim, baskılardan dolayı 1990 yılına kadar risalelerden daimauzak durmuştur.) Halkın beğenisine mazhar olması, risalelerinanlaşıldığının en büyük delilidir. Çünkü insanlar, anlamadıklarıkitabın etrafına toplanmazlar.

-Kasıtlı olmamak şartıyla- anlayamadıklarını söyleyenler, genellikle risaleleri ilk defa okuyan kimselerdir. Risaleleri ilk defaokuyanların anlayamamalarının ise iki önemli sebebi var: Dili-nin agırlığı ve konularının dağınık oluşu.

Dil konusu, yalnızca risaleleri değil, bizim bütün kültürümüzüilgilendiren, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir konudur.Burada konu üzerinde genişçe durmamız mümkün değil,bu yüzden birinci kitabımızda söylediklerimizi burada da tekraretmek istiyoruz:

“Dilinin ağırlığının Risâle-i Nûr’un anlaşılmasını güçleştirdiğidoğrudur. Çünkü Risâle-i Nûr bundan seksen sene öncesinindiliyle yazılmıştır. Risâle-i Nûr, yazıldığı yıllarda anlaşılıyor vebu konuda bir güçlük de hissedilmiyordu. Zaten Üstad, Sözlerkitabının başında ‘avam lisanıyla’ yani halk diliyle yazıldığını ifadeeder. Aradan geçen seksen sene boyunca dilde yapılan tahri-batlar, bu eserleri nisbeten anlaşılmaz hale getirmiştir. Fakat buhal, yalnızca Risâle-i Nûr’un değil, bundan yüz sene önce yazılmışbütün kitapların ortak bir kaderidir.”

“Dil alanında yapılan tahribatlar neticesinde, bizler kendi tarihve kültüründen koparılmış bir millet haline getirildik. Böylebir durumda, Risâle-i Nûrları öğrenmek isteyen kimseler olarakbize düşen vazife nedir? Ya risâleleri anlamak için sadeleştireceğiz -ki bu hal eserin orijinalliğini bozacağından ve birçokmanaların da değişmesini ve yok olmasını netice vereceğindenpek isabetli bir yol değildir- veyahut risâlelerde geçen ve bizimkültürümüzün, bizim tarihimizin yadigârı olan o kelimeleri öğreneceğiz.”

***

Risalelerin anlaşılmazlığına sebep olan ikinci madde de konularındağınıklığı demiştik.

Külliyatın bütününe baktığımızda, ard arda gelen risaleler arasındakonu yönünden belli bir sıra takip edilmediği ve konulararası ilişkinin olmadığı görülür. Üstadın bazı ifadelerinden, risaleleri telif ederken kendince bir sıralama ve tertip düsündügü anlaşılıyor.Fakat bu sıralamada konular arası ilişki üzerinde durulmadığı, konu yönünden her bir risalenin diğerlerinden bağımsızolarak ele alındığı, önceki ve sonraki risalelerle konu birlikteliğiolmadığı görülüyor. Örneğin 9. Söz namazla, 10. Söz Haşirle, 26.Söz kaderle, 27. Söz sahabelerle, 28. Söz cennetle; 19. MektupPeygamberimizin mucizeleriyle, 20. Mektup tevhidle, 21. Mektupana-baba hakkıyla; 23. Lem’a tabiatla, 24. Lem’a tesettürle,25. Lem’a hastalarla ilgilidir.

Keza aynı konuyla ilgili risaleler farklı farklı yerlerdedir. Örneğin, namazla ilgili 4. Söz, 9. Söz, 21. Söz arka arkaya gelmez.diğer konular da öyledir. Bu yönüyle, risaleler telif edilirken ri-saleler arası, konular arası ilişki ve sıra gözetilmemiştir, demekmümkün görünüyor. Tabii ki bu hal, konular arası bağlantınınkurulmasını da zorlaştırıyor.

Belli bir sırayla telif edilmeyişi, muhtemelen risalelerin telif edildiği zaman ve sartlarla ilgili bir durumdur. Risaleler rahat ortamlardadeğil, daima sıkıntılara maruz kalınmışken, zor sartlardayazılmıştır. Üstad, risalelerin telifi döneminde değişik yerlerdesürgün veya hapis(1) hayatı yaşamış, daima baskılara maruz kalmış,hayatı, tanımadığı bir ortamda, tanımadığı insanlar arasındageçmiştir. Bütün bu zorluklara rağmen o, etrafına bir talebekitlesi toplamak, hem kendine düşman olanlara karşı kendini vedavasını savunmak, hem toplumda meydana gelen gayri İslâmîfikirlere cevap vermek mecburiyetindeydi. Her bir risale, saydığımızdurumlara ve toplumda değişik zamanlarda ortaya çıkanfarklı problemlere çözüm olmak için kaleme alındığından, konularister istemez farklı farklı olmuştur.

Fakat külliyatın bütünü göz önüne alınıp da birbiriyle irtibatlıparçalar bir araya getirildiğinde, risalelerde oldukça mükemmelbir sistematiğin uygulandığı görülür. Bu bütünde, en küçügündenen büyügüne varıncaya kadar, bütün parçalar birbiriyleuyum halindedir. Örneğin; 10. Söz’le, 29. Söz; 26. Mektub’daki‘milliyetçilik’ bahsiyle, 29. Mektub’un 6. Risalesi’ndeki ‘milliyetçilik’ birbirlerini tamamlarlar. Risalelerin belli bir sıra halindetelif edilmeyişi, bu sistematiği anlamayı güçleştirmektedir. Busistematik, ancak bütünün (veya bütünü olusturan anlamlı parçanın)kavranması ve birleştirilmesiyle ortaya çıkmaktadır.(2)

Bu kitapla, -elimizden geldiğince- Risâle-i Nûr’un bütünündevar olan, fakat konular arasında gizli kalan bütünlüğü, sistematiği ortaya çıkarmaya, Risâle-i Nûr’un bir haritasını yapmaya çalıştık.Bu haritayla Risâle-i Nûr memleketinde gezenlerin onudaha iyi tanıyacaklarına inanıyoruz. Fakat bu tanıtma, genelhatlarıyla bir tanıtma olacak. Haritayla bir memleket hakkındaancak genel bir bilgi elde edilebilir. O memlekete gidip haritanınyol göstericiliğiyle gezmek, elbette daha farklı bir olaydır.


(1). Lem’alardan; 27, 28, 29, 30’uncu Lem’alar, Şua’lardan; 10, 11, 12, 13, 14,15’inci Şua’lar hapishanelerde yazılmıştır. Sayfa adedi olarak bu risaleler,külliyatın 1/5’ine tekabül eder.

(2). Üstad da konu dağınıklığının farkındadır. Risalelerin bazı yerlerindetalebelerin risaleleri tanzim etmesine dair tavsiyeleri vardır. Örneğin;Kastamonu Lahikası’nda şöyle der: “Zannediyorum ki, hakaik-i âliye-iimaniyeyi tamamıyla Risâle-i Nûr, ihata etmiş. Yalnız bazı (yerler) izah vetafsile muhtaç kalmış. Onun için vazifem bitmis gibi bana geliyor. Sizinvazifeniz devam ediyor. Ve insâallah vazifeniz şerh ve izahla ve tekmil vetahsiye ile ve nesir ve talim ile belki Yirmibeşinci ve Otuzikinci Mektublarıte’lif ile ve Dokuzuncu Şua’ın Dokuz Makamını tekmil ile ve Risâle-i Nûr’utanzim ve tertib ve tashih ile devam edecek.

İÇİNDEKİLER
  • Önsöz
  • Birinci Kısım
  • Batı Medeniyetine Karsı İslâmî Tezler ve Risâle-i Nûr
  • Risâle-i Nûr, Kur’ân ve Tefsir
  • Kelâm İlminde Tecdid Olarak Risâle-i Nûr
  • İkinci Kısım
  • Kur’ân’ın Dört Esası ve Risâle-i Nûr
  • Birinci Esas: Tevhid
  • A Risâle-i Nûrun Tevhid Üzerinde Çok Durmasının Sebepleri
  • B Risâle-i Nûr’da Ispat-ı Vâcib (Allah’ın Varlığını İspat)
  • C Risâle-i Nûr’da Marifetullah
  • İkinci Esas: Risâlet
  • Üçüncü Esas: Hasir
  • Dördüncü Esas: Adalet
  • Üçüncü Kısım
  • 1. İ’câzü’l-Kur’ân
  • 2. Risâle-i Nûr ve Hadis
  • 3. İçtihad Tartışmaları ve Risâle-i Nûr
  • 4. Risâle-i Nûr ve Tasavvuf
  • 5. Nefis Terbiyesi
  • 6. Risâle-i Nûr’da Tebliğ Metodu
  • 7. Zaman Organizasyon Zamanıdır
  • 8. İslâmi Bir Üniversite Projesi: Medresetü’z-Zehrâ
  • 9. Bilimin İslâmileştirilmesi
  • 10. İslâm Birliği
  • Dördüncü Kısım
  • Risâle-i Nûr’da Sosyal Guruplar
  • 1. Risâle-i Nûr’da Şia (Alevilik)
  • 2. Risâle-i Nûr’da Vehhabilik
  • 3. Risâle-i Nûr’da Milliyetçilik
  • 4. Risâle-i Nûr’da Felsefe
  • 5. Risâle-i Nûr’da Ateizm
  • 6. Risâle-i Nûr’da Batı Medeniyeti
  • 7. Risâle-i Nûr’da Kapitalizm ve Sosyalizm
  • 8. Risâle-i Nûr’da Ehl-i Kitap
TESLİMAT
 
Değerli okurlarımız tedarik usulüyle çalışmaktayız. Stoklarda bulunmayan eserler için tedarik süremiz en geç 3 iş günüdür.

Büyük oranda sipariş verdiğiniz gün saat 13:00 ve öncesi ise siparişiniz aynı gün kargoya verilir.Ve ertesi gün teslim edilir.

Eğer siparişinizi saat 13:00`den sonra verdiyseniz ürününüzün stoklarda olması durumunda ertesi gün kargolama yapılmaktadır.

El emeği ve kişiye özel eserlerde gönderim süresi değişebilmektedir. Siparişinizin yoğunluğuna ve sıraya göre 3-5 iş gününü bulabilmektedir. 

---

Yurt Dışında ki okurlarımızın dikkatine;

Yurt dışından yapılan alışverişlerde sitemizde ki yurt içi kargo ücretleri, teslim süre ve şartları geçerli değildir. Yurt dışı kargo ücretleri siparişinizden sonra ayrıca tahsil edilir.
Yurt dışına, özellikle Avrupa Ülkelerine vermiş olduğunuz siparişlerinizi anlaşmalı kargo firmalarımız ile, en kısa sürede ve en uygun fiyatlarla göndermekteyiz.Yurt dışı siparişlerde kargo bedeli müşteriye aittir. Bu bedeli dilerseniz western unionla dilerseniz kredi kartı yahut swift yoluyla ödeyebilirsiniz.

Yurt dışı siparişlerde kapıda ödeme yapılmamaktadır.

Siparişleriniz ORTALAMA 3-10 İŞ GÜNÜ İÇERİSİNDE tarafınıza teslim edilmektedir. Yurtdışına safran mürekkebi, çörek otu kapsülü gibi sıvı/gıda içerikli ürünler gönderilememektedir. Gümrük mevzuatı gereği bize geri dönmektedir.




 
Yükleniyor...