Hıristiyanlık, yayılabilmek için misyoner teşkilatları kurmayayüzyıllardır özen göstermiştir; ama hiçbir zaman, bir misyonerteşkilatı olmayan İslâmiyet kadar başarılı olamamıştır. İslâmdininde misyoner teşkilatı yoktur, fakat İslâm’ın her bir ferdikendini İslam’ın tebliğ ve yayılmasında vazifeli telakki eder.
Tebliğ İslam dininde büyük bir ehemmiyete haiz olmaklaberaber, 1400 yıllık İslâm tarih ve kültürü araştırıldığında–son yüzyıla gelinceye kadar- hiçbir âlimin veya evliyanın tebliğhakkında kitap yazmadığı da görülür. Dini yaymak vazifesiniüstlenmiş olan âlimlerin bu konudan bahseden kitap telif etmeyişleriilk bakışta garip görülebilir; fakat garip değildir.
Peygamberimiz (s.a.v.) cahiliye dönemi insanlarını, asrısaadetinsanları haline dönüştürürken, fiili olarak nasıl tebliğ yapılacağınıcanlı bir şekilde ümmetine sunmuştu. Peygamberimizin hayatı, ahlakı, davranışları, Peygamberimize yol gösterenKur’ân ayetleri, fazla beyana lüzum kalmayacak bir açıklıkta,nasıl tebliğ yapılacağını ortaya koyuyordu. Âlimler ve evliyalarKur’ân ve Sünnet’i öğrenme esnasında insanlara İslâm’ı nasıltebliğ edeceklerini bizzat Kur’ân ve Sünnet’ten kolay ve hazırbir şekilde öğreniyorlardı. Bu yüzden ayrıca bir tebliğ kitabıyazmaya lüzum görmemişlerdi.
Asrımızda ise ekseriyetle Müslümanlar Kur’ân ve Sünnet’tenuzaklaşmıştır. Tebliğ konusunda halka yol gösterecek, Kur’ân’ıve Sünnet’i bütün tafsilatıyla bilen âlimler kalmamıştır. Halkiçinde elinden geldiği kadar İslâm’ı yaşamaya ve tebliğ yapmayaçalışan şuurlu insanlar muhakkak ki vardır. Fakat onlar daazınlıktadırlar. İslam’ı yaşayanların bir kısmı ise, tebliğin nasılyapılacağını bilmediğinden ya tebliğ yapmıyor veya yanlış hareketlerdebulunabiliyor. Bu ise, İslâm’ı yaşayanlarla yaşamayanlarınarasını açabiliyor. Bu eksikliği giderebilmek için günümüzdetebliğle ilgili bazı kitaplar kaleme alınmıştır.
Biz de bu kitapta, -elimizden geldiği kadar- tebliğde dikkatedilmesi gereken noktaları tesbit etmeye çalıştık. Bu alandaokuyucularımıza faydalı olacağımızı umuyoruz.
***
Tebliğ faaliyetinde üzerinde durulması gereken 5 konu vardır.Tebliğ yapan, muhatap, davranışlar, üslup ve muhteva. Bukitapta, tebliğ yapan ve muhteva üzerinde değil, diğer üç konuüzerinde durulmuştur.
BİRİNCİ kısımda, tebliğin ehemmiyeti, metot ve çevrenintebliğ açısından önemi, ikinci kısımda, iletişim yönündenmuhataplar; bilhassa önyargılı insanlar üzerinde durulmuştur.üçüncü kısımda davranışlar; dördüncü kısım da ise, üslupüzerinde durulmuştur.
Beşinci kısımda tebliğin neticesinde alınacak tavırlardanbahsedilir.
Altı, yedi ve sekizinci kısımlarda, kitabın akışını bozmamakiçin en sona bıraktığımız konular yer almaktadır. Bukonular emr-i bi’l-marufla ilgili hadisler, din için mücahedeedenlere Allah’ın yardım edeceğine dair ayet ve hadisler, sonolarak dünyanın geleceğiyle ilgili düşüncelerdir.