Kur'ân'ın İ'câzı ve Belâgat

Ürün stokta bulunmamaktadır.
Hızlı Gönderi
Güvenli Alışveriş
İade ve Değişim
Kur'ân'ın İ'câzı ve Belâgat Fahreddîn er-Râzî Belâgat ilmini bir ilim olarak ortaya çıkaran şey Kur'ân'ın i'câzı olmuştur. Zira nazma dayalı i'câz temellendirilirken bu husus, zamanla farklı ilim dalları içerisinde işlenegelen belâgat konularını bir çatı altında toplama fikrini ve böylece i'câzı kâmil bir şekilde sunma düşüncesini netice vermiştir. Bu açıdan belagat ilminin klasik dönemde ilimleşme sürecini büyük oranda i'câza borçlu olduğunu söylemek mümkündür. Belâgatin müstakil bir ilim olmasına giden süreci başlatan kişi ise Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câz adlı bu eseriyle Râzî olmuştur. Râzî bu eserinde, kendisinin de benimsediği i'câz yönü olan Kur'ân'ın nazm ve fesahatten/belagatten kaynaklı i'câz yönünü temellendirme, delillendirme ve ispat etmeyi hedeflemiştir. Tabii Râzî, bu eserinde Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı kitaplarını ihtisar etmesi hasebiyle bu hususta aslında Abdülkâhir Cürcânî'nin yolunu izlemiştir. Bilindiği üzere Abdülkâhir Cürcânî özellikle Delâilü'l-İ'câz'da nazmın/fesahatin mahiyeti üzerinde genişçe durmuş ve Kur'ân'ın i'câzını da onun fesahat/belagat yönünden en üst seviyede olmasına bağlamıştır. Râzî de Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz'ı okurken i'câz eksenli okumuş ve Cürcânî'nin eserlerini ve temel hedefini daha derli toplu, özlü ve mantıkî bir sistem ve bütünlük içerisinde sunmuştur. Dolayısıyla Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câza Râzî'nin Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı eserlerine yönelik bir okuması nazarıyla bakılabilir. Râzî'nin Cürcânî'nin eserlerine yönelik bu okuması da belagatin ilimleşme sürecini başlatmıştır. Zira, her ne kadar Râzî bu eserini -az önce ifade edilen- farklı bir sâikle yazmış olsa da, bu eser belâgat ilminin gerçek müessisi olan Sekkâkî'ye en büyük ilhamı vermiş ve belâgati sistematize edip müstakil bir ilim haline getirmede ona en büyük yolKur'ân'ın İ'câzı ve Belâgat Fahreddîn er-Râzî Belâgat ilmini bir ilim olarak ortaya çıkaran şey Kur'ân'ın i'câzı olmuştur. Zira nazma dayalı i'câz temellendirilirken bu husus, zamanla farklı ilim dalları içerisinde işlenegelen belâgat konularını bir çatı altında toplama fikrini ve böylece i'câzı kâmil bir şekilde sunma düşüncesini netice vermiştir. Bu açıdan belagat ilminin klasik dönemde ilimleşme sürecini büyük oranda i'câza borçlu olduğunu söylemek mümkündür. Belâgatin müstakil bir ilim olmasına giden süreci başlatan kişi ise Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câz adlı bu eseriyle Râzî olmuştur. Râzî bu eserinde, kendisinin de benimsediği i'câz yönü olan Kur'ân'ın nazm ve fesahatten/belagatten kaynaklı i'câz yönünü temellendirme, delillendirme ve ispat etmeyi hedeflemiştir. Tabii Râzî, bu eserinde Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı kitaplarını ihtisar etmesi hasebiyle bu hususta aslında Abdülkâhir Cürcânî'nin yolunu izlemiştir. Bilindiği üzere Abdülkâhir Cürcânî özellikle Delâilü'l-İ'câz'da nazmın/fesahatin mahiyeti üzerinde genişçe durmuş ve Kur'ân'ın i'câzını da onun fesahat/belagat yönünden en üst seviyede olmasına bağlamıştır. Râzî de Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz'ı okurken i'câz eksenli okumuş ve Cürcânî'nin eserlerini ve temel hedefini daha derli toplu, özlü ve mantıkî bir sistem ve bütünlük içerisinde sunmuştur. Dolayısıyla Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câza Râzî'nin Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı eserlerine yönelik bir okuması nazarıyla bakılabilir. Râzî'nin Cürcânî'nin eserlerine yönelik bu okuması da belagatin ilimleşme sürecini başlatmıştır. Zira, her ne kadar Râzî bu eserini -az önce ifade edilen- farklı bir sâikle yazmış olsa da, bu eser belâgat ilminin gerçek müessisi olan Sekkâkî'ye en büyük ilhamı vermiş ve belâgati sistematize edip müstakil bir ilim haline getirmede ona en büyük yolKur'ân'ın İ'câzı ve Belâgat Fahreddîn er-Râzî Belâgat ilmini bir ilim olarak ortaya çıkaran şey Kur'ân'ın i'câzı olmuştur. Zira nazma dayalı i'câz temellendirilirken bu husus, zamanla farklı ilim dalları içerisinde işlenegelen belâgat konularını bir çatı altında toplama fikrini ve böylece i'câzı kâmil bir şekilde sunma düşüncesini netice vermiştir. Bu açıdan belagat ilminin klasik dönemde ilimleşme sürecini büyük oranda i'câza borçlu olduğunu söylemek mümkündür. Belâgatin müstakil bir ilim olmasına giden süreci başlatan kişi ise Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câz adlı bu eseriyle Râzî olmuştur. Râzî bu eserinde, kendisinin de benimsediği i'câz yönü olan Kur'ân'ın nazm ve fesahatten/belagatten kaynaklı i'câz yönünü temellendirme, delillendirme ve ispat etmeyi hedeflemiştir. Tabii Râzî, bu eserinde Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı kitaplarını ihtisar etmesi hasebiyle bu hususta aslında Abdülkâhir Cürcânî'nin yolunu izlemiştir. Bilindiği üzere Abdülkâhir Cürcânî özellikle Delâilü'l-İ'câz'da nazmın/fesahatin mahiyeti üzerinde genişçe durmuş ve Kur'ân'ın i'câzını da onun fesahat/belagat yönünden en üst seviyede olmasına bağlamıştır. Râzî de Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz'ı okurken i'câz eksenli okumuş ve Cürcânî'nin eserlerini ve temel hedefini daha derli toplu, özlü ve mantıkî bir sistem ve bütünlük içerisinde sunmuştur. Dolayısıyla Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câza Râzî'nin Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı eserlerine yönelik bir okuması nazarıyla bakılabilir. Râzî'nin Cürcânî'nin eserlerine yönelik bu okuması da belagatin ilimleşme sürecini başlatmıştır. Zira, her ne kadar Râzî bu eserini -az önce ifade edilen- farklı bir sâikle yazmış olsa da, bu eser belâgat ilminin gerçek müessisi olan Sekkâkî'ye en büyük ilhamı vermiş ve belâgati sistematize edip müstakil bir ilim haline getirmede ona en büyük yolKur'ân'ın İ'câzı ve Belâgat Fahreddîn er-Râzî Belâgat ilmini bir ilim olarak ortaya çıkaran şey Kur'ân'ın i'câzı olmuştur. Zira nazma dayalı i'câz temellendirilirken bu husus, zamanla farklı ilim dalları içerisinde işlenegelen belâgat konularını bir çatı altında toplama fikrini ve böylece i'câzı kâmil bir şekilde sunma düşüncesini netice vermiştir. Bu açıdan belagat ilminin klasik dönemde ilimleşme sürecini büyük oranda i'câza borçlu olduğunu söylemek mümkündür. Belâgatin müstakil bir ilim olmasına giden süreci başlatan kişi ise Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câz adlı bu eseriyle Râzî olmuştur. Râzî bu eserinde, kendisinin de benimsediği i'câz yönü olan Kur'ân'ın nazm ve fesahatten/belagatten kaynaklı i'câz yönünü temellendirme, delillendirme ve ispat etmeyi hedeflemiştir. Tabii Râzî, bu eserinde Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı kitaplarını ihtisar etmesi hasebiyle bu hususta aslında Abdülkâhir Cürcânî'nin yolunu izlemiştir. Bilindiği üzere Abdülkâhir Cürcânî özellikle Delâilü'l-İ'câz'da nazmın/fesahatin mahiyeti üzerinde genişçe durmuş ve Kur'ân'ın i'câzını da onun fesahat/belagat yönünden en üst seviyede olmasına bağlamıştır. Râzî de Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz'ı okurken i'câz eksenli okumuş ve Cürcânî'nin eserlerini ve temel hedefini daha derli toplu, özlü ve mantıkî bir sistem ve bütünlük içerisinde sunmuştur. Dolayısıyla Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câza Râzî'nin Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı eserlerine yönelik bir okuması nazarıyla bakılabilir. Râzî'nin Cürcânî'nin eserlerine yönelik bu okuması da belagatin ilimleşme sürecini başlatmıştır. Zira, her ne kadar Râzî bu eserini -az önce ifade edilen- farklı bir sâikle yazmış olsa da, bu eser belâgat ilminin gerçek müessisi olan Sekkâkî'ye en büyük ilhamı vermiş ve belâgati sistematize edip müstakil bir ilim haline getirmede ona en büyük yolKur'ân'ın İ'câzı ve Belâgat Fahreddîn er-Râzî Belâgat ilmini bir ilim olarak ortaya çıkaran şey Kur'ân'ın i'câzı olmuştur. Zira nazma dayalı i'câz temellendirilirken bu husus, zamanla farklı ilim dalları içerisinde işlenegelen belâgat konularını bir çatı altında toplama fikrini ve böylece i'câzı kâmil bir şekilde sunma düşüncesini netice vermiştir. Bu açıdan belagat ilminin klasik dönemde ilimleşme sürecini büyük oranda i'câza borçlu olduğunu söylemek mümkündür. Belâgatin müstakil bir ilim olmasına giden süreci başlatan kişi ise Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câz adlı bu eseriyle Râzî olmuştur. Râzî bu eserinde, kendisinin de benimsediği i'câz yönü olan Kur'ân'ın nazm ve fesahatten/belagatten kaynaklı i'câz yönünü temellendirme, delillendirme ve ispat etmeyi hedeflemiştir. Tabii Râzî, bu eserinde Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı kitaplarını ihtisar etmesi hasebiyle bu hususta aslında Abdülkâhir Cürcânî'nin yolunu izlemiştir. Bilindiği üzere Abdülkâhir Cürcânî özellikle Delâilü'l-İ'câz'da nazmın/fesahatin mahiyeti üzerinde genişçe durmuş ve Kur'ân'ın i'câzını da onun fesahat/belagat yönünden en üst seviyede olmasına bağlamıştır. Râzî de Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz'ı okurken i'câz eksenli okumuş ve Cürcânî'nin eserlerini ve temel hedefini daha derli toplu, özlü ve mantıkî bir sistem ve bütünlük içerisinde sunmuştur. Dolayısıyla Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câza Râzî'nin Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı eserlerine yönelik bir okuması nazarıyla bakılabilir. Râzî'nin Cürcânî'nin eserlerine yönelik bu okuması da belagatin ilimleşme sürecini başlatmıştır. Zira, her ne kadar Râzî bu eserini -az önce ifade edilen- farklı bir sâikle yazmış olsa da, bu eser belâgat ilminin gerçek müessisi olan Sekkâkî'ye en büyük ilhamı vermiş ve belâgati sistematize edip müstakil bir ilim haline getirmede ona en büyük yolKur'ân'ın İ'câzı ve Belâgat Fahreddîn er-Râzî Belâgat ilmini bir ilim olarak ortaya çıkaran şey Kur'ân'ın i'câzı olmuştur. Zira nazma dayalı i'câz temellendirilirken bu husus, zamanla farklı ilim dalları içerisinde işlenegelen belâgat konularını bir çatı altında toplama fikrini ve böylece i'câzı kâmil bir şekilde sunma düşüncesini netice vermiştir. Bu açıdan belagat ilminin klasik dönemde ilimleşme sürecini büyük oranda i'câza borçlu olduğunu söylemek mümkündür. Belâgatin müstakil bir ilim olmasına giden süreci başlatan kişi ise Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câz adlı bu eseriyle Râzî olmuştur. Râzî bu eserinde, kendisinin de benimsediği i'câz yönü olan Kur'ân'ın nazm ve fesahatten/belagatten kaynaklı i'câz yönünü temellendirme, delillendirme ve ispat etmeyi hedeflemiştir. Tabii Râzî, bu eserinde Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı kitaplarını ihtisar etmesi hasebiyle bu hususta aslında Abdülkâhir Cürcânî'nin yolunu izlemiştir. Bilindiği üzere Abdülkâhir Cürcânî özellikle Delâilü'l-İ'câz'da nazmın/fesahatin mahiyeti üzerinde genişçe durmuş ve Kur'ân'ın i'câzını da onun fesahat/belagat yönünden en üst seviyede olmasına bağlamıştır. Râzî de Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz'ı okurken i'câz eksenli okumuş ve Cürcânî'nin eserlerini ve temel hedefini daha derli toplu, özlü ve mantıkî bir sistem ve bütünlük içerisinde sunmuştur. Dolayısıyla Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câza Râzî'nin Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı eserlerine yönelik bir okuması nazarıyla bakılabilir. Râzî'nin Cürcânî'nin eserlerine yönelik bu okuması da belagatin ilimleşme sürecini başlatmıştır. Zira, her ne kadar Râzî bu eserini -az önce ifade edilen- farklı bir sâikle yazmış olsa da, bu eser belâgat ilminin gerçek müessisi olan Sekkâkî'ye en büyük ilhamı vermiş ve belâgati sistematize edip müstakil bir ilim haline getirmede ona en büyük yolKur'ân'ın İ'câzı ve Belâgat Fahreddîn er-Râzî Belâgat ilmini bir ilim olarak ortaya çıkaran şey Kur'ân'ın i'câzı olmuştur. Zira nazma dayalı i'câz temellendirilirken bu husus, zamanla farklı ilim dalları içerisinde işlenegelen belâgat konularını bir çatı altında toplama fikrini ve böylece i'câzı kâmil bir şekilde sunma düşüncesini netice vermiştir. Bu açıdan belagat ilminin klasik dönemde ilimleşme sürecini büyük oranda i'câza borçlu olduğunu söylemek mümkündür. Belâgatin müstakil bir ilim olmasına giden süreci başlatan kişi ise Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câz adlı bu eseriyle Râzî olmuştur. Râzî bu eserinde, kendisinin de benimsediği i'câz yönü olan Kur'ân'ın nazm ve fesahatten/belagatten kaynaklı i'câz yönünü temellendirme, delillendirme ve ispat etmeyi hedeflemiştir. Tabii Râzî, bu eserinde Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı kitaplarını ihtisar etmesi hasebiyle bu hususta aslında Abdülkâhir Cürcânî'nin yolunu izlemiştir. Bilindiği üzere Abdülkâhir Cürcânî özellikle Delâilü'l-İ'câz'da nazmın/fesahatin mahiyeti üzerinde genişçe durmuş ve Kur'ân'ın i'câzını da onun fesahat/belagat yönünden en üst seviyede olmasına bağlamıştır. Râzî de Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz'ı okurken i'câz eksenli okumuş ve Cürcânî'nin eserlerini ve temel hedefini daha derli toplu, özlü ve mantıkî bir sistem ve bütünlük içerisinde sunmuştur. Dolayısıyla Nihâyetü'l-Îcâz fî Dirâyeti'l-İ'câza Râzî'nin Cürcânî'nin Esrâru'l-Belâgat ve Delâilü'l-İ'câz adlı eserlerine yönelik bir okuması nazarıyla bakılabilir. Râzî'nin Cürcânî'nin eserlerine yönelik bu okuması da belagatin ilimleşme sürecini başlatmıştır. Zira, her ne kadar Râzî bu eserini -az önce ifade edilen- farklı bir sâikle yazmış olsa da, bu eser belâgat ilminin gerçek müessisi olan Sekkâkî'ye en büyük ilhamı vermiş ve belâgati sistematize edip müstakil bir ilim haline getirmede ona en büyük yolgösterici olmuştur. Öyle ki Râzî'nin bu eserinin olmaması durumunda Sekkâkî'nin el-Miftâh'ının belâgate dair üçüncü bölümünün o gördüğümüz kâmil şekliyle olmayabileceğini söylemek mümkündür.
TESLİMAT
 
Değerli okurlarımız tedarik usulüyle çalışmaktayız. Stoklarda bulunmayan eserler için tedarik süremiz en geç 3 iş günüdür.

Büyük oranda sipariş verdiğiniz gün saat 13:00 ve öncesi ise siparişiniz aynı gün kargoya verilir.Ve ertesi gün teslim edilir.

Eğer siparişinizi saat 13:00`den sonra verdiyseniz ürününüzün stoklarda olması durumunda ertesi gün kargolama yapılmaktadır.

El emeği ve kişiye özel eserlerde gönderim süresi değişebilmektedir. Siparişinizin yoğunluğuna ve sıraya göre 3-5 iş gününü bulabilmektedir. 

---

Yurt Dışında ki okurlarımızın dikkatine;

Yurt dışından yapılan alışverişlerde sitemizde ki yurt içi kargo ücretleri, teslim süre ve şartları geçerli değildir. Yurt dışı kargo ücretleri siparişinizden sonra ayrıca tahsil edilir.
Yurt dışına, özellikle Avrupa Ülkelerine vermiş olduğunuz siparişlerinizi anlaşmalı kargo firmalarımız ile, en kısa sürede ve en uygun fiyatlarla göndermekteyiz.Yurt dışı siparişlerde kargo bedeli müşteriye aittir. Bu bedeli dilerseniz western unionla dilerseniz kredi kartı yahut swift yoluyla ödeyebilirsiniz.

Yurt dışı siparişlerde kapıda ödeme yapılmamaktadır.

Siparişleriniz ORTALAMA 3-10 İŞ GÜNÜ İÇERİSİNDE tarafınıza teslim edilmektedir. Yurtdışına safran mürekkebi, çörek otu kapsülü gibi sıvı/gıda içerikli ürünler gönderilememektedir. Gümrük mevzuatı gereği bize geri dönmektedir.




 
Yükleniyor...